Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), İtalya’ya mafya gruplarının kaynaklı çevre kirliliğini durdurması için resmi bir karar verdi. Mahkeme, İtalya hükümetinin, özellikle güneydeki bazı bölgelerde mafya örgütlerinin yeraltı atık yönetimi ve sanayi faaliyetleri yoluyla yarattığı ciddi çevresel zararları gidermesi gerektiğini vurguladı. AİHM’nin verdiği karar, çevre ve insan hakları açısından tarihi bir öneme sahip olarak görülüyor.
İtalya’nın güneyindeki bazı bölgelerdeki çevre kirliliği, yıllardır mafya gruplarının yasa dışı faaliyetlerinin bir sonucu olarak artmıştı. Mafyalar, yasa dışı atık depolama, tehlikeli kimyasal maddelerin izinsiz bir şekilde çevreye yayılması ve birçok endüstriyel atığın yasal olmayan biçimde bertaraf edilmesi gibi yöntemlerle ciddi çevre sorunlarına yol açmıştı. Bu durum, özellikle yerel halkın sağlık sorunları yaşamasına neden olmuş ve çevre felaketi riski yaratmıştı.
AİHM, söz konusu çevre kirliliğinin İtalya’nın uluslararası taahhütlerine aykırı olduğunu belirterek, hükümetin bu durumu çözmesi için acil bir eylem planı hazırlaması gerektiğine karar verdi. Mahkeme, çevreye verilen zararların yanı sıra, bu faaliyetlerin insan sağlığını tehlikeye atan etkileri nedeniyle, İtalya’nın suçlulara yönelik cezai işlemleri hızlandırmasını ve temizlenmesi gereken bölgelerde derhal bir temizlik işlemi başlatılmasını istedi.
İtalya hükümeti, AİHM’nin kararına nasıl yanıt vereceği konusunda henüz bir açıklama yapmadı, ancak bu kararın ülke genelinde ciddi değişikliklere yol açabileceği bekleniyor. Çevre örgütleri, mahkemenin bu kararının, mafya gruplarının çevreye verdikleri zararları engellemek için bir dönüm noktası olacağını ve Avrupa çapında benzer sorunlara karşı mücadelede bir örnek teşkil edeceğini vurguladı.
İtalya’nın mafya sorunuyla mücadeledeki zorluklarına dikkat çeken AİHM, devletin yalnızca suçla mücadele etmekle kalmayıp, aynı zamanda çevre koruma ve halk sağlığına yönelik yükümlülüklerini yerine getirmesinin önemine de vurgu yaptı. Bu karar, Avrupa’da mafya kaynaklı çevre suçlarına karşı gösterilen kararlılığın arttığının bir göstergesi olarak kabul ediliyor.
