Sağlık Bakanlığı, sağlıkta dışa bağımlılığı azaltmak ve milli aşı teknolojilerini geliştirmek amacıyla önemli bir adım attı. Yeni planlamaya göre, 13 farklı aşı Türkiye’de yerli olarak üretilecek. Bu adım, hem halk sağlığını hem de ekonomik güvenceleri doğrudan etkileyecek nitelikte.
Yerli Aşı Üretiminde Yeni Dönem Başlıyor
Türkiye, pandemi süreciyle birlikte biyoteknoloji alanında yerli üretime verdiği önemi artırırken, Sağlık Bakanlığı da bu kapsamda kritik bir projeyi devreye aldı. Bakanlık, bulaşıcı hastalıklarla mücadelede kullanılan 13 farklı aşının yerli imkânlarla üretileceğini açıkladı.
Bu hamle, hem ithalat bağımlılığını azaltmayı hem de aşı tedarikinde sürdürülebilirliği sağlamayı hedefliyor. Aynı zamanda Ar-Ge ve teknoloji yatırımlarıyla desteklenecek olan üretim süreci, Türkiye’nin aşı üretiminde bölgesel bir üs olma vizyonunu da güçlendiriyor.
Hangi Aşılar Yerli Olarak Üretilecek?
Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, yerli üretim programı kapsamına alınan aşılar şu şekilde:
- Kızamık
- Kızamıkçık
- Kabakulak
- Suçiçeği
- Hepatit A
- Hepatit B
- Difteri
- Boğmaca
- Tetanoz
- Menenjit
- İnfluenza
- Kuduz
- Tüberküloz (BCG)
Bu aşıların Türkiye’de üretimiyle hem bebeklik çağı bağışıklama programlarında kullanılan dozlar hem de risk grupları için uygulanan aşılar artık dışa bağımlı olmadan tedarik edilebilecek.
Üretim Nerede Yapılacak? Hedef Ne?
Aşıların üretimi için İstanbul ve Ankara başta olmak üzere çeşitli şehirlerde biyoteknolojik üretim merkezlerinin kurulması planlanıyor. Ayrıca mevcut bazı laboratuvar altyapılarının da güncellenerek üretime uygun hâle getirileceği belirtiliyor.
Projenin hedefleri arasında:
- 5 yıl içinde tüm bağışıklama programı aşılarında yerli üretim oranını %70’in üzerine çıkarmak
- 10 yıl içinde yurtdışına aşı ihraç eden ülke konumuna gelmek
- Aşıların AR-GE, klinik test, üretim ve ruhsatlandırma süreçlerini Türkiye içinde tamamlamak
- Pandemi gibi küresel krizlerde aşı tedarikinde kendi kendine yetebilen sistem oluşturmak
bulunuyor.
Neden Yerli Aşı Üretimi Önemli?
Pandemi süreci, ülkelerin sağlık sistemlerinin dışa bağımlılığını azaltmasının ne kadar hayati olduğunu ortaya koydu. Türkiye’nin daha önce de TURKOVAC adlı yerli Kovid-19 aşısını geliştirmesi, bu alanda kapasitesinin olduğunu göstermişti.
Yerli aşı üretiminin önem arz ettiği başlıca noktalar:
- Dış tedarikte yaşanabilecek aksamaların önlenmesi
- Döviz bazlı maliyetlerin azaltılması
- Aşı stoğunun daha güvenli yönetilmesi
- Ülke içindeki sağlık yatırımlarına ivme kazandırılması
- Aşı teknolojisinin stratejik güvenlik unsuru hâline gelmesi
Bu nedenle yerli aşı projesi sadece sağlık değil, ekonomi ve milli güvenlik açısından da çok boyutlu bir değer taşıyor.
Bilimsel İşbirliği ve Ar-Ge Süreci de Desteklenecek
Bakanlık, yerli aşı üretiminde yalnızca kamu değil, üniversiteler ve özel sektörle iş birliği içinde çalışmayı planlıyor. TÜBİTAK ve Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) gibi kurumların yanı sıra, üniversite laboratuvarları ve biyoteknoloji firmaları da projeye entegre edilecek.
Bu kapsamda:
- Klinik araştırmalar için ulusal destek fonları artırılacak
- Üniversitelerle ortak Ar-Ge merkezleri kurulacak
- Yeni biyoteknoloji müfredatları ile nitelikli insan gücü yetiştirilecek
- Uluslararası kuruluşlarla teknik iş birlikleri yapılacak
Bu yaklaşımla, Türkiye sadece üretici değil, aynı zamanda aşı teknolojisinde geliştirici konumuna da yükselecek.
Aşılama Programları Daha Güçlü Hale Gelecek
Yerli aşı üretimi, Türkiye’nin Sağlık Bakanlığı tarafından sürdürülen bağışıklama programlarını da doğrudan güçlendirecek. Özellikle bebek ve çocuk aşılarında yaşanabilecek tedarik sorunları ortadan kalkacak ve daha sürdürülebilir bir planlama yapılabilecek.
Aynı zamanda afet, salgın ya da olağanüstü durumlarda ihtiyaç duyulacak aşılara hızlı erişim sağlanacak ve bölgede ihtiyaç duyan komşu ülkelere destek sunulabilecek.
Sağlık Bakanlığı’nın 13 aşıyı yerli olarak üretme kararı, Türkiye’nin sağlık sisteminde dışa bağımlılığı azaltma hedefinin somut bir adımı olarak değerlendiriliyor. Bu girişim, sadece bugünün değil geleceğin salgınlarına, ihtiyaçlarına ve teknolojik gereksinimlerine de hazırlıklı olmayı sağlayacak ulusal bir altyapının temelini oluşturuyor.
4o